Myra Antik Kenti: Demre’de Tarihle İç İçe Büyüleyici Bir Gezi

Demre’de yer alan Myra Antik Kenti; kaya mezarları, etkileyici tiyatrosu ve Noel Baba olarak bilinen Aziz Nikolaos’un izleriyle Likya Uygarlığı’na büyüleyici bir kapı aralıyor.
Ergun DündarErgun Dündar

Myra Antik Kenti, Demre

Demre ilçe merkezine yalnızca 2 km mesafede yer alan Myra Antik Kenti, aynı adı taşıyan ova üzerinde kurulmuştur. Teke Yarımadası’nda bulunan bu önemli Likya şehri, bir zamanlar Myros Nehri (bugünkü Demre Çayı) aracılığıyla denize bağlanıyordu. Kanalın karşı kıyısında yer alan Andriake (Çayağzı) Limanı ise dönemin deniz ulaşımı ve ticaret faaliyetlerinin merkezlerinden biriydi.

Antalya’nın 19 ilçesinden biri olan Demre, Kaş ile Finike arasında yer alır ve Antalya şehir merkezine yaklaşık 145 km uzaklıktadır. Tarihi, doğası ve kültürüyle Akdeniz’in en özel yerleşimlerinden biridir. Eski adı “Kale” olan bu ilçe, özellikle Myra Antik Kenti ile tanınır.

Likya Uygarlığı’nın en önemli 6 kentinden biri olan Myra, tarih boyunca Demre’nin de önüne geçmiş, adeta bölgenin simgesi olmuştur. “Myra” isminin, “Yüce Ana Tanrıça’nın Yeri” anlamına geldiği düşünülüyor. Antik kaynaklarda “Myrrh” ya da “Muri” olarak da anılıyor.

Coğrafyacı Strabon, Geographika adlı eserinde, Myra’nın Likya Birliği'ne bağlı 23 oy hakkına sahip kentten biri olduğunu belirtir. En büyük kentler 3, orta büyüklükte olanlar 2, diğerleri ise 1 oy hakkına sahipti. Xanthos, Patara, Pınara, Olimpos, Tlos ve Myra bu 3 oy hakkına sahip büyük kentler arasındaydı.

Myra’da Neler Görebilirsiniz?

Myra Antik Kenti, Demre merkezinden kolayca ulaşılabilecek bir konumda. Üç tarafı dağlarla çevrili olan bu antik şehir, hem doğal hem de tarihi zenginliğiyle büyüleyici bir atmosfere sahip.

Girişte ilk olarak sol tarafta etkileyici kaya mezarları, sağda ise tüm görkemiyle ayakta duran antik tiyatro sizi karşılar. Kayalara adeta yapıştırılmış gibi duran mezarların her biri detaylı işçiliğiyle dikkat çeker. Likyalılar, Anadolu uygarlıkları arasında mezarlarına en fazla önem veren topluluklardan biriydi. Hatta mezarları korumak için “minti” adı verilen bir devlet kurumu bile kurmuşlardı.

Kaya mezarlarının birkaç metre ilerisinde bulunan antik tiyatro, bugün hâlâ oldukça sağlam durumda. Merdivenleri çıkıp üst kısımdan sahneye baktığınızda, binlerce yıl öncesine ait bir yapı değilmiş gibi hissetmeniz çok olası. Oturma alanları, taş duvarlar ve sahne hâlâ yerli yerinde.

Myra’nın Tarihi

Kazılarda ortaya çıkan yazıtlar ve sikkeler, Myra’nın en az İ.Ö. 5. yüzyıldan itibaren var olduğunu gösteriyor. Kentin adı geçen sikkelerde Ana Tanrıça (muhtemelen Artemis) figürü dikkat çekiyor. Ancak şehrin asıl gelişimi, Hellenistik Dönem ile birlikte başlıyor.

İ.S. 2. yüzyıl, Myra için altın çağ niteliğinde. Bu dönemde şehirde birçok yeni yapı inşa edilmiş ve mevcut yapılar zengin Likyalılar tarafından onarılmış. Kent, Likya Birliği’nin metropolisi konumuna gelmişti.

Bizans döneminde Myra, dini ve idari açıdan da önemli bir merkez hâline gelmiştir. Bu önemini büyük ölçüde Aziz Nikolaos’a borçludur. Aziz Nikolaos (Namıdiğer Noel Baba), İ.S. 4. yüzyılda bu şehirde piskoposluk yapmış ve ölümünün ardından adına bir kilise inşa edilmiştir. Bu nedenle Myra, Orta Çağ boyunca Hristiyan dünyasında da önemli bir yere sahip olmuştur.

Ne yazık ki 7. yüzyıldan itibaren deprem, sel ve Arap akınları nedeniyle kent zarar görmeye başlamış; Demre Çayı’nın taşıdığı alüvyonlarla ticari önemini de yitirmiştir. 13. yüzyılda ova neredeyse 9 metreye kadar dolmuş ve bu katmanların üzerinde bugünkü Demre ilçesi kurulmuştur. Kim bilir, toprağın altında hâlâ ne sırlar yatıyor...

Myra Antik Kenti’ne Nasıl Gidilir?

Myra, konum olarak Kaş ve Finike arasında bulunur. Finike’ye 30 km, Kaş’a ise 45 km mesafededir. Kekova (Üçağız Köyü) ise sadece 20 km uzaklıkta. Bu nedenle bölgeyi gezmek isteyenler için ulaşımı oldukça kolaydır.

Adrasan, Kaş ya da Demre’de tatil yapıyorsanız, Myra Antik Kenti’ni ve Aziz Nikolaos (Noel Baba) Kilisesi’ni mutlaka gezilecek yerler listenize ekleyin.